İslam inancına göre dinin/vahyin insanla buluşması
peygamberler aracılığıyla gerçekleşmiştir. İlahi irade peygamber göndermekle
insana lütufta bulunduğunu beyan etmiştir. Ne var ki bu lütuf/iyilik insanlar
tarafından hakkıyla değerlendirilememiştir. Bunun beşeri, antropolojik,
psikolojik, siyasal sebepleri olabilir. Son ilahi vahye sahip olmanın avantajları
olduğu gibi taşıdığı ağır sorumluluklar da vardır. Vahyi doğru anlamadan,
sadece ona sahip olmanın pratikte insana/topluma fazlaca katkısının olmadığı
bilinmektedir. Doğru anlamaya ilişkin sağlam metodolojiye ihtiyaç vardır.
Nitekim her ekol belli bir metodoloji üzerinden nasslara yaklaşır ve peygamber
anlayışı/tasavvuru geliştirir. Kur’an’da öne çıkan ana tema peygamberlerin
beşeri/insani doğaları/kimlikleridir. Peygamberlerin beşeri doğalarına ilişkin
ileri sürülen itirazlar nüzul dönemiyle sınırlı kalmamışa benzemektedir.
Peygamberlerden sonra da onların beşeri tabiatlarına yönelik aşırı yorumların
yapıldığı görülmektedir. Öncelikle yapılması gereken vahiyden hareketle
doğrudan ve yalın bir biçimde peygamber tasavvuruna ulaşabilmektir. Ardından
dini kültürümüzde/geleneğimizde sair bilgi kaynaklarına müracaat edilebilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 15, 2019 |
Acceptance Date | January 10, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 8 Issue: 15 |